En az 5-6 aydır aşı konuşuyoruz. Covid 19 tedavisinde dişe dokunur bir ilerleme sağlanamayınca, tüm ümitler aşıya bağlandı.
Türkiye de dahil tüm ülkelerde bir aşı üretme seferberliği başladı. Bu seferberlik; hem insanlığa dişe dokunur bir fayda sağlamanın şerefine sahip olma hem de ulusların birbiriyle olan çekişme ve yarışında güç gösterisi ve para kazanma güdüsüne dayanıyor tabi ki.
Türkiye, “güzelim Refik Saydam’ı nasıl da göz göre göre Erzurumlu Recep’e yedirdik” ağıtları arasında başladı, aşı macerasına. Sonra bir kurban-kahraman bulduk. Ercüment Ovalı, gereksiz meydan okumalarla, karpuz gibi ikiye ayrılmış Türkiye’nin her bir yarımını kendisine inananlar ve inanmayanlar olarak bir ikiye daha bölmeyi başardı. 2021 e birkaç gün kaldı. Hala olacak, edecek sesleri geliyor, ortada bir şey yok.
Bu sırada, ülke olarak yerlerde sürünen özgüvenimiz Almanya’daki iki sempatik Türk’ün “aşı işi tamamdır” sözüyle bir parça toparlandıysa da bu Alman aşısı bize gelecek mi, gelmeyecek mi, ne zaman gelecek, kaça gelecek sorularıyla kendimizi helak ettik.
Herhalde 1,5 ay oldu. Sağlık Bakanı, Çin aşısı geleceğini söyledi. Çinliler aşıyı yapmışlar paketlemişler bile. Önce çok pahalı alıyoruz söylentileri çıktı. Şimdilerde bakanın demesine göre başkalarından ucuza alıyormuşuz. Eski teknoloji ile yapılmış olmasına rağmen çoğu bilim insanı, ‘etkinlik ve güvenilirlik açısından daha iyidir’ dedi. Amenna dedik. Bir ara faz 3 eksikti. Güya Çin demiş ki Brezilya faz 3’ünü bekleyin. Sonradan o sorun da çözüldü. Brezilya faz 3 konusu kapandı. ‘Denek sayısı az ama bizim faz 3’ümüz bize yeter’ dendi. Ona da milletçe tamam dedik. 27 Aralık’ta uçağa konup gönderiliyor dendi. Beklerken bir haber geldi ki aşı yolculuğu ertelenmiş.
Erteleme haberi ile beraber, ateş olan yerden bile duman çıkmayan güzel memleketimde tevatürler dolaşmaya başladı. Aslı var mıdır yok mudur yakında belli olur. Aracısız alınacak diye bizzat bakan söylediydi, aşılar bir firma aracılığıyla ithal ediliyormuş ki CHP milletvekili “ben 20 gün önce dediydim” diyor. Araya peşinat mevzusu girdi. Türkiye, “abi aramızda paranın lafı mı olur, biz de yamuk olmaz, daha geçen sene s 400 e 2 milyar dolar ödedik” demesine rağmen Çin, parayı peşin istiyormuş. İşin kötüsü, bizde de nakit yok.
Daha önemlisi ve mutlaka açıklanması gereken ise güya Çin devleti diyormuş ki, ‘biz sizinle suçluların iadesi anlaşması imzaladık. Kendi meclisimizden geçirdik. Halbuki siz meclisinizden geçirmediniz. Aşılar gelmeden şu anlaşmayı onaylayın ki ülkenizdeki Uygurları ben bu anlaşmaya dayanarak rahatça alabileyim.’ Türkiye ise muhalefet fitne çıkarır diye iki arada bir derede bekliyormuş.
Uzun sözün kısası: Her şeyin en iyisini bilen liderimiz Tayyip Erdoğan, Çin aşısı için Aralık10 a kadar süre vermiş olmasına rağmen ne gelen var ne giden.